29 Nisan 2013 Pazartesi

DÜNYA DANS GÜNÜ





Dans etmeyi sevenlerden misiniz demek istemiyorum.Kimse kendini kandırmasın.Herkes dans etmeyi sever elbette.Katılmasanız da , çekimser de olsanız, ritm tutan bedeninize ve beyninize engel olabilir misiniz?

Dans mutluluktur, spordur , aşktır, kimi zamanda hayattır.Bireysel yada topluluklarla, modern yada yöresel , profesyonel ya da amatör ne fark eder ki , hepimiz farklı hayatları yaşayan ama aynı ritmlerle mutluluğa dokunan insanlarız.

Bugünün geçmişine ufak bir yolculuk yapacak olursak eğer, Fransız dansçı ve koreograf modern balenin yaratıcısı  Jean Georges Noverre'nin doğum günüdür aynı zamanda.


İçinizde ki dansı durdurmayın.Dünya Dans Günümüz kutlu olsun..








26 Nisan 2013 Cuma

YOGA FELSEFESİ




Okuduklarımdan özetleyebileceğim en kısa hali ; dünyada ki en eski kişisel gelişim metotlarından biri olması; asla bir din olmadığı; insanları fiziksel, zihinsel ,ruhsal disiplin yolu ile mutluluğa, başarıya ve aydınlanmaya ulaştırmayı amaçlayan bu felsefeye Yoga denilmekte olduğudur.

Uzun zamandır ilgimi çeken fakat bir türlü merakımın üzerine düşmediğim yogayla daha yakından ilgilenmeye başladım. Yaklaşık bir haftadır, okuyarak ve izleyerek uyguluyorum. Kendinizi gerçekten zinde ve rahatlamış hissetmenizi sağlıyor. Artık keşfettiğimi düşünüyorum. Ve kısa süre içerisinde  deneyimli yoga hocaları ile daha bilinçli  çalışabileceğim bir gruba dahil olmayı planlıyorum.

Bana göre yoga felsefesi  hayat kalitemizi , özellikle ruhumuzu ve bedenimizi mutluluğa , huzura , sağlığa yaklaştıran farklı bir spor dalı olarak düşünebileceğimiz bir etkinlik.

Dahil olmanızı  tavsiye edebilirim.Huzur ve sağlık hepimizin hakkı değil mi? İçimizde ki huzura dokunabilmemiz dileklerimle ..








23 Nisan 2013 Salı

ÖĞRENCİ EV'İ



Neden blogunda bizi de yazmıyorsun dediğinde canım arkadaşım Sinem, direk aklıma üniversitede yaşadığımız ev maceralarımız geldi.Hangi birini anlatalabilirim ki her anımız eğlenceliydi doğrusu.

İlk aklımla gelen , sitelerde  bin bir hevesle kiralayıp  yaz okulunda yerleştiğimiz ilk evimiz.Maalesef son olamamıştı.Neden mi?Çirkef hatta abartısız ruh hastası komşularımız sebebi ile.

Biz göremesekte en başında bir hata vardı aslında.Kontratı imzalamak üzere yolları aşıp gelen ev sahibimizin fazlasıyla yumuşak bir bey efendi  olması, o salladığı eli ve tuhaf konuşma tarzıyla gülmemek adına suspus kalmaya çalıştığımı hala aynı tepkilerle anımsıyorum.Israrla yanında ki hanım efendinin eşi olabileceğine inanamayarak tabi. Neden bu güzel evi öğrencilere kiralamak istemişti dersiniz?

İlk evimiz sonuçta meraklıyız fazlasıyla.Benim odam koyu mavi, arkadaşım ise koyu yeşile boyamıştı odasını.Diğer odalar ise değiştirilmedi.İkea evimizin her şeyi sloganlarıyla, eşyalar alındı.Mutluyuz ve yıl başlar.

Öğrencinin yaygın olduğu bir sitede oturuyoruz.Bu açıdan bir sıkıntı yok gibi aslında.Daha ilk hevesimizle balkon sefası yapma çabamızın yan komşumuzun  gecelikle kapımıza dayandığı vakit, masumca bayanı davet etmemizden anlamalısınız ki öğrenci sevilmez.

Daha sonraları her cereyan ile kapanan kapıda, her akşam banyoda açılan muslukta, iki sohbet edelim üç kız bir müzik dinleyelim dediğimizde, sınırsızca çalmaya başlayan kapılarda güzel başlangıçlardı.Kapımıza getirdikleri polisi hiç anlatmıyorum bile.Devamlı ziyaret eden apartman yöneticisinden bahsetmeme gerek yok sanıyorum.

Fakat en unutulmazı, sabaha karşı uyandığım bir gürültünün bana düşündürdükleriydi.Yine çok uyudum ve yan odadan kızlar uyanmam için duvarı parçalıyor? Gözlerimi açıp havanın karanlık olduğunu görünce ürperdim.Hayır bu olamazdı.Üst komşumuz cinnet geçirdi birazdan duvarları yıkacak ve aşağı düşecek? Anlamaya çalışırken uykunun etkisiyle, Sinem’in bağırışlarını ve çığlıklarını duydum.İtiraf ediyorum evet yanına gidemedim.Diğer arkadaşıma sığındım koşarak.'Sen gripdin ateşin mi çıktı hayaldir' dese de bir anlık uyku avuntusuyla, Sinem’in çığlıkları ve gürültü artınca koştuk; gördüklerimizle baka kaldık.Ev arkadaşım kanepenin üzerine çıkmış, tekme yumruk duvarı parçalamaya çalışıyordu.Hayır aklını kaçırmamıştı!

Dün gece uyuyamadığı için aklına geldiği her hakareti sayan ve evde bulduğu tencere , tava ne varsa duvara vuran birisi vardı karşı tarafta.Yanındaki minik oğluna da sopayı sürtmesini söylüyordu arada duyuyorduk. Apartman uyanmıştır seslere hiç şüphesiz.Hatta yıkılmıştır desek, daha doğru olur.Kimse sesini çıkarmadı ne yazık ki.Eşi işe gitmek üzere evi terk ettiğinde bize saldıran bu şahıs dışında.Ruh hastası demekle haksızlık etmedim.’Aman kim bilir neler yaptınız’ demeyin!Gerçekten dikkat ederdik.Su sesine bile şikayet alın , sonra görüşelim.

Olaylar çığırından çıkmıştı artık.En çok bu kadının üniversiteye hazırlanan kızına ders çalışırken yardımcı olan arkadaşımın iyi niyetini alkışlıyorum.Karar verilmişti, taşınacaktık.Bir daha ki sene bu ızdırabı çekemezdik.Güzel evimize veda etmeliydik.

Ev sahibesi bey efendi yıl sonunda geldiğinde, duvarlardaki renklere ‘ayy çocuklar ama bu nedir ‘ şeklinde tepkiler verse de çok sorun etmedi.Ve bize pes etmememizi , evimizde kalmamızı önerdi.Daha önce de evli bir çiftin bu evde kaldığını, aynı şekilde sağ duyusuz komşumuzun sürekli şikayet ve sorun yarattığını anlatsa da, değmezdi.Çünkü, karşı yan hepsi bize düşmandı.Vahşi Batı filminin Çanakkale durağı çekiliyordu adeta.Bu bakımlı, güzel evi öğrencilere neden verebilirlerdi ki başka?

Üzüldük, ama taşındık.İlk göz ağrısı başkadır.İkinci evimize o kadar emek harcamadık tabi.Ama her ikisinde de yaşadığımız o kahkaha dolu günler unutulmaz.

Sayfalara sığmaz bizim kahkahalarımız da , anılarımız da.Şimdiyi dolu dolu yaşamak lazım, ne de olsa hepsi anı olarak kalıyor. Yazıya iliştireceğim fotoğrafların olmaması büyük kayıp.Çöken bilgisayarıma sevgiler.


Sinem , bu kelimeleri senin için karaladım.'23 Nisan Hediyesi'.Daha çok güleceğimiz anılara dost ..



22 Nisan 2013 Pazartesi

EN İYİ İNTİKAM MUTLULUKTUR




Laçkalaştığını görüyorum birçok şeyin.Hayır da bunu neden kendinize yapıyorsunuz diye sormak geliyor içimden?

Şikayetçi olduğunuz her türlü etkinlik ve insan topluluğunun arasına katılıp, üzerine isyan bayrağı açmak da ne demek?

Tepkiyi bile hak etmeyen insanlar vardır ne yazık ki.Görmemezlikten gelmenin ve kendi yoluna gitmenin hayatta ki en doğru davranış biçimlerinden birisi olduğunu anlatmaktan yorulduk.Haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız , en büyük cezayı neden kendinize vermekte direniyorsunuz.


İlle de bedel bekliyorsanız  ;  En İyi İntikam Mutluluktur..




20 Nisan 2013 Cumartesi

KUÇU KUÇU




Dün akşam izlemiş olduğum Kuçu Kuçu adlı tiyatro oyunundan bahsetmek istiyorum.Özgü Namal  ve Selen Uçar ‘ın oynadığı bu tek perdelik oyuna gitmenizi tavsiye ederim.

Tek perdelik olması sebebi ile zaman açısından tatmin etmiyor gibi gelsede, nacizane fikrim özellikle Özgü Namal’ ın oyunculuğunu izlemek adına gitmeye kesinlikle değer.Yıllar sonra karşılaşan iki eski arkadaşın hesaplaşmasını anlatan bir oyun en kısa özetiyle.Komedi-dram  tarzında ki oyun güldüren ve aynı zamanda çoğu zaman ‘aa Bende’ düşüncesine kapılmanızı sağlayan çok başarılı bir oyundu.

Oyunun başında ve sonunda Bülent Ortaçgil’ in ‘Benimle oynar mısın?’ Adlı şarkısını Özge Fışkın tarafından seslendirilmiş şekli ile dinleyebilrisiniz.Bülent Ortaçgil' den sonra beğenmek mümkün mü , dinlemeye değer derim.

Bir eleştirmen değilim belki ama Bir izleyici  olarak Ben derim ki , ’Kuçu Kuçu’ yu kesinlikle İzlemelisiniz ..


19 Nisan 2013 Cuma

HANİMİŞ BENİM EGO’M





İnsanoğlu artık hislerini ve düşüncelerini kontrol etmeyi öğrenmeli.Ego dediğimiz kavramın  giderek  artış gösteren insan topluluklarına dönüştüğünün farkında mısınız?

Birden sahip olunan her şey bazı insanlara fazla gelir, ağırlığında ezilirler adeta.Sonradan görme aşkta, para da , mevki de hayatta sinsice ezer onları ego adı altında.İşte egonuzun size en büyük oyunlarından sadece birkaç tanesi.Bilinçaltınızda ki düşünceleri bastıramamanızın kanıtıdır.Komplekslerinizi ‘Ben Güçlüyüm, En Mükemmelim’ in arkasına sığdırmaya çalıştığınız kalkanınızdır.

Ben merkezli yaşamınızın içine eğer çevrenizdeki bütün insanları  katarsanız, büyük hata yapmış olursunuz.Harikalar diyarındasınız ve herkes Size gıpta ile bakıyor olmalı.Hatta  Alis harikalar diyarında yaşayan masal kahramanı Siz’siniz.Yapmayın lütfen, sadece yanılsamalar yaşıyorsunuz.Belki de bastıramadığınız eksikliklerinizin sonucudur.Hadi , artık kabullenme zamanı.Ya da onarmalısınız kendinizi acınası bu ego hastalığına esir olmadan.

Velhasıl kelam Mütevazı insan bir başka gözümde.Kendine gerçekten güvenebilen kişidir ne de olsa.Asla kendini övmez ve insan olmayı başarmıştır her şeyden önce.Kendini bilir çünkü , klasik olacak ama egosunu tatmin etmek adına ne olursa olsun çevresinin gereksiz tılsımlı sözcüklerine ve güç gösterisine bir soytarı misali gereksinim duymaz.

Herkes farklı mükemmelliklere sahiptir.Güzel, zeki, başarılı ve liste sonsuz kelimelerle uzar.Kendinizi farklı kılmanıza diyecek söz yoktur elbette. Fakat farkında olmaksızın ortaya koyduğunuz davranış bozuklukları ve çarpık ruh hallerinizin insanları ezme politikasına dönüştürdüğünüz de , ne yazık ki özgüven eksikliğinin egonuz ile şahlanmasından ibaret olduğunu görmelisiniz.

Sevmeyi öğrenmelisiniz.Kendinizden başlayın.Barışın artık kendinizle.Mutlu olamayacak kadar uzak olmayın asla gerçeğe. Kabullenin aynaya baktığınızda gördüklerinizi.Eksiklerinizle ve fazlalıklarınızla sahip olduklarınızı.Mütevazı olun.Deneyin.Bırakın da eskilerimizin dediği gibi başkaları övsün Sizi.Öğrenin insanları küçümsememeyi.Sonuç mu? Parıldayacaksınız eminim ki.

Hayatımızın bütün süreçlerinde egolarına yenilmiş insanlardan nasibimizi almamamızı diliyorum..


Sen kendine bakıyor musun peki  diyenlere ; Ben egolarıma sarıldım. Ya Siz ?





18 Nisan 2013 Perşembe

DOĞRU İZLERİ TAŞIMAK





Kasvetli kelimeleri yan yana getirerek her şeyi daha çekilir hale getiremeyiz ne de olsa değil mi?

Bilmemiz gereken tek konu,  aslında herkesin kendinden sorumlu olduğudur.Sen ve doğruların inan ki kimsenin çok da baş tacı yaptığı hayat stili değildir.Eğer çok fazla otoriter kişiliğinin baskısı altında bırakırsan insanları, hüsranla baktığın anlamsız sonuçlarla karşılaşabilirsin.

Ben diyorum ki, hissettiğiniz gibi yaşayın ama başkalarına fazlaca hükmederek değil.Bilmemiz gerekir ki,herkesin kendi hayatı ve kendi doğruları vardır.Gerektiğinde vazgeçmeyi  bilmek  ve yeni yolculuğa başlamak en doğrusudur.Herkesin sizi anlamasını bekleyemezsiniz. Unutmayın hak etmediğiniz her an  en büyük elvedaları çoktan hak etmiştir.Akan zamanı en mükemmeliyetçi sonuçlar alacak şekilde kullanmalıyız.

Çevrenizi yok saymalısınız demek değil bunlar, mutlu olmak için Ben olmayı ve ilk olarak kendinizi sevmeyi öğrenmelisiniz. Başkalarının hisleri ve sözleri sizin yolunuz olmasın.Kendi yolunuzdan gitmeyi ve  birlikte yürüdüğünüz insanlara saygı duyarak, anlayarak ki olmuyorsa yormadan en uygun kavşakta elveda demeyi  başararak ilerlemelisiniz, diyorum.

Geçmiş  geride kalan tecrübe yığınlarından oluşur.Bazen kırılan kalp ve ruh, bazen  küçük bir yaranın izi, bazen de bizi güçlü kılan eğitim ve deneyimlerin raf raf saklandığı topluluklardır içimizde , hep anımsanır.Ne olursa olsun sadece hak ettiği kadarı anımsanmalıdır.



Devam edin, Hem de arkanıza asla bakmadan. Siz mutlu olmayı hak ediyorsunuz. Hak ettiğinizi yaşamanız dileklerimle..





12 Nisan 2013 Cuma

O'NUN İSMİ MAVİŞ




İstanbul  Anadolu Yakası’nda Kadıköy sahilde sık sık karşılaşabileceğiniz bu minik müzisyenle tanışmanızı 

istedim.Bulanık resmine aldanmayın lütfen.Kendileri,  her çocuk gibi çok mu çok tatlıdır.

Kimi zaman  soğuğa aldırış etmeden tıngırdattığı darbukası,  kimi zaman ise minik dudaklarıyla üflediği flütüyle 

para kazanma peşinde.İstekli ya da isteksiz hayatın sunduğunu yaşıyor.

Daha çok Eminönü iskelesinin önünde karşılaşacağınız bu Minikle Selamlaşmanızı tavsiye ederim.

Küçük Bir Dipnot ; O’nun İsmi Maviş  ..

9 Nisan 2013 Salı

HER SON BİR BAŞLANGIÇ


O ya da Bu sebeple ayrıldığınız işiniz pişmanlık duygusunu barındırmayacak kadar uzakta kalabiliyorsa kısa 

zamanda doğru yoldasınız demektir.

Yarım kalan kitabınızı okumaya devam edebilmek , moda bloglarında çılgınca gezinebilmek , evde ki o 

dağınık tembellik anları hiç de mutsuzluk belirtisi değil inanın ki. Tabi ki geçici süre içerisinde ..

Heyecan veren her şey güzel bir başlangıçtır.Yeni olan her şeyde.

Her zaman mutlu sonlar yaşayamasak da unutmayın , Her Son Bir Başlangıçtır.